0(322) 456 29 21
·
avhukuk@gmail.com
·
Pazartesi - Cuma 09:00-17:00
İLETİŞİM

KAMBİYO SENETLERİNE ÖZGÜ MENFİ TESPİT DAVALARINDA GÖREVLİ MAHKEME VE ARABULUCULUK DURUMU

Giriş: Menfi tespit davaları genel olarak; borçlunun, icra takibinden önce veya takip sırasında, takip konusu alacağın borçlusu olmadığı için tespitinin genel mahkemelerde açabileceği davaya “menfi tespit davası” denir. Genel görevli mahkeme ise Asliye Hukuk Mahkemeleridir.

Kambiyo senetleri Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmekle beraber madde 4 uyarınca kambiyo senetleri kanunda özel olarak düzenlenmiş ve bu hususta yer alacak uyuşmazlıklarda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleri olarak belirlenmiştir. Kambiyo senetlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar mutlak ticari dava niteliğinde olup yargı çevresinde asliye ticaret mahkemelerinin bulunmaması durumunda genel görevli Asliye Hukuk Mahkemeleri, Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile bu davalarda görevlidir.

Konuya ilişkin Yargıtay Kararları;

T. C.YARGITAY 13.HUKUK DAİRESİ ESAS : 2017/1089 KARAR : 2017/3984

“1-Dava, menfi tespit davası olup, davacı eldeki davayla davalının elindeki senetten dolayı borçlu olmadığının TESPİTİNİ İSTEMİŞTİR. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 4.maddesi hükmü uyarınca uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme ASLİYE TİCARET MAHKEMESİDİR. TTK’nun 26.06.2012 tarih ve 6335 sayılı yasanın 2 nci maddesiyle değişik 5inci maddesinde; asliye ticaret mahkemesiyle asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı düzenleme ALTINA ALINMIŞTIR. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hâkim tarafından re’sen de DİKKATE ALINMALIDIR. Somut olayda, dava 09.07.2013 tarihinde açılmış olup, uyuşmazlık temelde kambiyo SENEDİNDEN KAYNAKLANMAKTADIR. Bu sebeple TTK.’nun 4. ve 5 inci maddeleri uyarınca uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesinin görevli olması sebebiyle dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine kararı verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup BOZMA NEDENİDİR.”

YARGITAY 20. Hukuk Dairesi  2019/6433 E.  ,  2020/697 K.

“Mutlak ticari davalar ise, tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır.
TTK’nın 4/1-a maddesinde, “TTK’da öngörülen” hususlardan kaynaklanan hukuk davaları, mutlak ticari davalar arasında sayılmıştır. Kambiyo senetleri, 6102 sayılı TTK’nın 670 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu nedenle, TTK’da düzenlenmiş olan kambiyo senedinden kaynaklanan hukuk davaları, mutlak ticari dava olup, aynı Kanunun 5/1. maddesi gereğince uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir.”

ZORUNLU ARABULUCULUK DURUMU

Menfi tespit davası, icra takibinden önce açılabilir (HMK m.106). Bu davayla birlikte borçlu, daha ortada icra takibi bulunmamaktayken alacaklıya karşı borçlu bulunmadığını tespit ettirebilir.

Kambiyo senetlerine özgü haciz yolunda takipten önce veya sonra menfi tespit davası açılması çeşitli sebeplere dayanmaktadır. Bunların en yaygın olanları; kambiyo senedinin bedelsizliğinin tespiti ve kambiyo senedinin hükümsüzlüğünün tespitidir.

Kambiyo Senetlerine Özgü Takipte Açılan Menfi Tespit Davasında Zorunlu Arabuluculuk Meselesi Ülkemizde hukuk yargılamalarında gittikçe önemli bir yer bulan dava şartı niteliğindeki zorunlu arabuluculuk kurumu TTK m.5/A hükmüyle birlikte ticari uyuşmazlıklarda da yerini almıştır. TTK m.5/A hükmüne göre kambiyo senetlerinden doğan, konusu bir miktar paranın ödenmesi veya alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.

Mahkeme kararlarında zorunlu arabuluculuk ile ilgili görüş farklılıkları yaşanmış ve bazı mahkemelerce kambiyo senetleri esaslı menfi tespit davaları ticari dava olarak saptanarak zorunlu arabuluculuk kapsamında sayılırken bazı mahkemeler alacağın tahsili amacında olmayan menfi tespit davalarının zorunlu arabuluculuk kapsamında olması için kanunda açıkça bu hususun belirtilmesi gerektiğine işaret etmiştir. Menfi tespit davasının zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunu belirten mahkeme kararları özetle; talep sonucunun değil konusu bir miktar para ödenmesi olan kambiyo senetlerine ilişkin genel mahkemelerde açılacak her davanın zorunlu arabulucuya tabi olduğunu bu nedenle menfi tespit davası açılmadan önce arabulucuya başvurmanın dava şartı olduğunu belirtmektedir. Menfi tespit davasını arabuluculuk kapsamında görmeyen mahkeme kararlarında ise özetle; menfi tespit davasının bir miktar paranın ödenmesini kapsamadığını, arabuluculuk kapsamında olması için bir miktar alacağın tahsilinin talebi gerektiğini belirtmektedir. Yargıtayın yeni tarihli kararlarında çoğunlukla menfi tespit davası açılmadan önce arabulucuya başvurmanın zorunlu olmadığı belirtilmişken, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi itirazın iptali davasıyla ilgili bir kararında menfi tespit davasının da zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğuna işaret eden bir hüküm kurmuştur

Gerçekten de TTK m.5/A hükmündeki “ödeme” ve “talep” kavramları ancak eda davalarında söz konusu olmaktadır. Bu bağlamda temeli bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığını veya yokluğunu tespit olan ve herhangi bir eda hükmü kurmayıp icra edilebilirlik özelliği de olmayan menfi tespit davalarının zorunlu arabuluculuk kapsamında değerlendirilemeyeceği açıktır.

KAYNAKÇA:


Çiçekli, A. F. (2021). KAMBİYO SENETLERİNE ÖZGÜ HACİZ YOLUYLA TAKİPTE MENFİ TESPİT DAVASININ NİTELİKLERİ . Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi , 11 (2) , 839-901 .

Stj. Av. Sena ÖRTLEK