0(322) 456 29 21
·
avhukuk@gmail.com
·
Pazartesi - Cuma 09:00-17:00
İLETİŞİM

MAHKEMELER, HÂKİMLER, CUMHURİYET SAVCILARI VE İCRA/İFLAS DAİRELERİNCE BORÇLUDAN TAHSİL EDİLEN PARALARIN NEMASININ HAZİNEYE AİT OLMASINI ÖNGÖREN MADDENİN İPTALİ

Anayasa Mahkemesi 05/04/2023 tarihinde 2023/48 E. numaralı dosyada, 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 36. maddesinin birinci fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.

Dava Konusu Kanun Maddesi

492 Sayılı Harçlar Kanunu, Paraların bankalara ve mal sandıklarına yatırılması başlıklı 36. maddesinin ilk fıkrası uyarınca;

Mahkemeler, hâkimler, C. savcıları ve icra iflas daireleri tarafından adli ve idari işlemlerle takip işlemlerinden dolayı herhangi bir sebeple alınmış olan paraların bankaya yatırılması halinde bu paralara ait faiz, ikramiye ve sair menfaatleri Devlete aittir.” Hükmü düzenlenmiştir. Bu madde ile mahkemeler, hakimler, cumhuriyet Savcıları ve icra iflas dairelerinin, ortaklığın giderilmesi neticesinde tahsil edilen para, tereke parası ve kısıtlı veya gaibe ait paralar HARİÇ kendilerine tevdi edilen paraları bankaya yatırmaları durumunda, söz konusu paraların bankaya yatırılmasından dolayı elde edilen nemanın devlete ait olacağı düzenlenmiştir.

Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi, maddenin Anayasaya aykırılığı gerekçesi ile norm denetimi yoluna başvurmuştur.

Talep Sebepleri ve Gerekçesi

Mahkeme veznesine depo edilen paranın mülk teşkil ettiği, Anayasa’nın 35. Maddesi uyarınca devletin kontrolü altında bulunan paranın değerini koruyucu önlemler alınması gerektiği düzenlenmiştir. Devlete yüklenen bu pozitif yükümlülük sebebiyle paranın bir vadeli banka hesabında nemalandırılması yükümlülüğün ifasının en etkili araçlarından olduğu açıktır ancak iptal talebi konusu olan bu kural; söz konusu nemanın devlete ait olduğunu öngörmesi Anayasa’da koruma altına alınan ve AİHS Ek Protokol Madde 1 ile düzenlenen mülkiyet hakkının gerçek anlamda korunmasından söz edilemeyecektir. Faizin devlete ait olduğunu öngören bu kural Anayasa’ya aykırıdır ki işbu sebeplerle Kanun maddesinin iptali talep edilmiştir.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Mahkemeler, hâkimler, Cumhuriyet savcıları ve icra iflas dairelerine tevdi edilen paraların Anayasa’nın 35. maddesi kapsamında mülkiyet hakkı ile doğrudan ilgili olduğu açıktır. Temel hak olarak Anayasa’da yerini alan mülkiyet hakkı, bir insan hakkı olarak, HERKESİN mülkiyet ve miras hakkına sahip olduğunu düzenlemiştir. Toplum yararı ve kamu yararı ilkeleri çerçevesinde mülkiyet hakkı; herkesin sahip olduğu şeyi dilediği gibi kullanma, tasarruf etme, semerelerinden yararlanmasını koruma altına alan bir haktır. Dolayısıyla malikin mülkünü kullanma, semerelerinden yararlanma ve mülkü üzerinde tasarruf etme yetkilerinden herhangi birinin sınırlanması mülkiyet hakkına müdahale teşkil eder.

Paranın bir başkasına kullandırılması karşılığında elde edilen menfaatler onun semeresi mahiyetindedir. Dolayısıyla paranın başkasına kullandırılması sonucu hasıl olan semerelerden yararlanma yetkisi de paranın malikine aittir. Paranın bankaya yatırılması, bankanın söz konusu parayı kullanmasına imkan sağladığından bunun karşılığında banka tarafından paranın sahibine faiz, ikramiye veya benzeri adlar altında birtakım menfaatler temin edilebilmektedir. Bankaya yatırılan paranın mahkemeler, hakimler, Cumhuriyet savcıları ve icra iflas dairelerinin kontrolünde bulunan bir para olması ve bu paranın anılan otoritelerce bankaya yatırılması, elde edilen nemadan yararlanma hakkının paranın malikine ait olduğu kuralını değiştirmez. Bununla birlikte itiraz konusu kural, özel kişilere ait olup mahkemeler, hakimler, Cumhuriyet savcıları ve icra iflas dairelerine tevdi edilen paraların bankaya yatırılması sonucu elde edilen faiz ikramiye ve diğer menfaatlerin bankaya yatırılan paranın sahibi olan özel kişilerin yerine devlete ait olmasını öngörmek suretiyle mülkiyet hakkını sınırlamaktadır.

Borçludan tahsil edilen para dahil olmak üzere mahkemeler, hakimler, Cumhuriyet savcıları ve icra iflas dairelerine verilen paraların enflasyon karşısında değer yitirmesini önlemeye yönelik bir tedbir olarak vadeli mevduat hesabına yatırılması neticesinde elde edilen nemanın Hazineye irat kaydedilmesi karşılıksız yararlanma hükmünde olup bunun herhangi bir haklı temeli bulunmamaktadır. Devletin zorlayıcı nedenler olmaksızın özel bir kişinin mal varlığından karşılıksız yararlanması düşünülemez. Devletin sunduğu yargı ve takip hizmetleri karşılığında zaten harç alınmakta ayrıca yapılan yargılama ve takip giderleri de ilgili taraflardan tahsil edilmektedir. Bu durumda bankaya yatırılan paranın nemasının Hazineye irat kaydedilmesinin sunulan yargı ve takip hizmetlerinin giderinin kısmen ilgililere yükletilmesi amacı taşıdığı da söylenemez. Dolayısıyla mahkemeler, hakimler, Cumhuriyet savcıları, icra iflas dairelerine tevdi edilen ve özel hukuk kişilerine ait olan paraların nemasının Hazineye intikal ettirilmesinin Anayasal açıdan meşru bir amaca dayanmadığı anlaşılmaktadır.

Sonuç olarak; Mahkemeler, hakimler, Cumhuriyet savcıları ve icra iflas dairelerine herhangi bir sebeple teslim edilen ve özel hukuk kişilerine ait olan paraların nemasının Hazineye intikal ettirilmesinin meşru bir amacı olmadığından kural mülkiyet hakkını ihlal etmektedir. Bu sebepledir ki itiraz konusu kural Anayasa’nın 13. Ve 35. Maddelerine aykırıdır.

Anayasa Mahkemesi, iptal kararının yürürlüğe girmesi için herhangi bir süre öngörmemiştir. Bu sebeple Resmi Gazete’de yayımlandığı gün, 04/05/2023 tarihi itibari ile yürürlüğe girmiştir.

İlgili Karar: https://www.anayasa.gov.tr/media/3605/aihskapsamindamulkiyethakki.pdf

Stj. Av. Sena ÖRTLEK

Related Posts