0(322) 456 29 21
·
avhukuk@gmail.com
·
Pazartesi - Cuma 09:00-17:00
İLETİŞİM

TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE NAFAKA TÜRLERİ ve YOKSULLUK NAFAKASININ İŞLEYİŞİ

GİRİŞ

Nafaka, kişinin yaşamını idame ettirmek ve temel ihtiyaçlarını (barınma, eğitim, kültür, ulaşım v.b.) karşılamak üzere kanuni bir yükümlülük olarak, belirli aralıklarla hükmedilen paradır. Türk Medeni Kanunu’nda, “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka isteyebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Nafaka boşanma davası ile birlikte istenebileceği gibi boşanma davası olmaksızın da istenebilir. Çalışmamızda Türk Hukuk Sisteminde bulunan nafaka türlerini, özelliklerini ve yoksulluk nafakası özelinde bu nafakanın ödenme şartlarını ele alacağız.

TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE NAFAKA TÜRLERİ

Medeni Kanunda dört çeşit nafaka düzenlenmiştir, bunlar:

1-Tedbir Nafakası: Boşanma davası açılmadan önce veya açıldıktan sonra herhangi bir eşin veya ergin olmayan çocukların (18 yaşından küçük çocuklar) geçinmesini sağlamak üzere boşanma davası süresince hükmedilen geçici bir nafaka türüdür. Uygulamada; mahkemeler tedbir nafakasına hükmedebilmek için tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmalarının sonucunu beklemektedir. Bu araştırma bazen 5-6 ayı bulabilmektedir. Bu durum maddi anlamda diğer tarafa göre zayıf olan tarafı mağdur etmektedir.

İleride çalışmamızın özünü oluşturacak konulardan biri olan çalışan eşin nafaka alabilmesi durumunu tedbir nafakası kapsamında değerlendirdiğimizde, tedbir nafakasının çalışan eşe verilebileceğini bununla ilgili emsal kararların mevcut olduğunu bilmemizde fayda vardır. Ancak burada önemli olan konu nafaka talep eden eşin çalışıp çalışmadığından ziyade, gelirinin eşlerin birlikte yaşarken sürdükleri hayat seviyesini koruyabilecek düzeyde olup olmadığıdır. Eşlerin boşanma davası esnasında da evlilik birliği içerisinde sürdürdükleri hayat standartlarını koruyabilmeleri için eş çalışıyor olsa bile tedbir nafakasına hükmedilebilecektir. (Yargıtay 3. HD. 13/12/2018 tarihli ve 2018/2243E.,2018/12795 sayılı ilamı)

2-İştirak Nafakası: Boşanma davası neticesinde çocuğun velayeti kendisinde olmayan eş aleyhine çocuğun giderlerine katılmasını sağlamak üzere hükmedilen nafakadır.

3-Yardım Nafakası: Bu nafaka türünün boşanma davası veya evlilik ile bir ilişkisi yoktur. Bir kimsenin, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan altsoy ve üstsoyu ile kardeşlerine ödediği nafaka çeşididir.

4-Yoksulluk Nafakası: Evliliğin boşanma kararı ile bitmesi nedeniyle yoksulluğa düşecek eş lehine, diğer eş aleyhine hükmedilen nafakadır.

YOKSULLUK NAFAKASI ŞARTLARI

Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf (eş), diğer taraftan (eşten) daha fazla kusurlu olmamak kaydı ile yoksulluk nafakası talep edebilir. (TMK m.175/1)

Yoksulluk nafakası talep edebilmenin ilk şartı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşmüş olmaktır. Ancak Yargıtay kararlarında yoksulluk kavramı her somut olaya göre farklı değerlendirmiştir. Yoksulluk kavramı genel olarak kişinin kendi bakım ve geçimini (beslenme, eğitim, sağlık, barınma vs.), sosyal-kişisel gelişimini sağlayabilecek ekonomik durumu olmaması hali olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca Yüksek Mahkeme yerleşik içtihatlarında ülkemiz şartlarında bir değerlendirme yaparak asgari ücret düzeyinde bir gelir elde eden eşin (başkaca bir geliri, malvarlığı vs. olmadığını varsayıyoruz.) yoksulluktan kurtulduğundan bahsedilemeyeceğini belirtmektedir. (Yargıtay HGK., E. 2017/1036 K. 2019/1147 T. 7.11.2019)

Yine ülkemiz özelinde durumu değerlendirdiğimizde kararın verildiği tarih olan 2019 yılından bu yana yaşanan ekonomik sıkıntılar ve enflasyon oranları göz önüne alındığında;

  • 2023 yılının ilk 6 ayı için belirlenen net asgari ücret  tutarı 8 bin 506 TL,
  • TÜRK-İŞ Araştırmasının 2023 Mart ayı sonucunda dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı)  9.591,13 TL,
  • Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 31.241,48 TL, son olarak
  • Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 12.469,98 TL’ye yükselmiştir.[1]

Yukarıda yer alan sayısal veriler ışığında Türkiye’de ekonomik yapının zayıflaması yoksulluk nafakasına karar veren mahkemelerin, Hukuk Genel Kurulu’nun 7 Ekim 1998 tarih ve 1998/2-656-688 sayılı kararına atıf yapmasını da kuvvetlendirmiştir. Bu kararda, asgari ücret seviyesinde gelire veya asgari ücretin üzerinde bir gelire sahip olunmasının yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılmayacağı kabul edilmiştir. Ancak nafaka miktarının tayininde eşin çalışarak kazandığı paranın yanında verilecek olan nafakanın eşlerin birlikte yaşarken sürdükleri hayat seviyesini koruyabilecek düzeyde olup olmadığı hususu ile nafaka alacak tarafın yoksulluğunu giderebilecek seviyede ve hakkaniyette olması durumları ön plana çıkmaktadır.

Yoksulluk nafakası talep edebilmenin ikinci şartı da, kusur oranını hususunun belirlenmesidir. Nitekim kimse kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceğinden boşanmada tamamen kusurlu/daha fazla kusurlu eşin davası ve nafaka talebi reddedilir. Yoksulluk nafakası, talep olması şartıyla, davada daha az kusurlu taraf lehine bağlanır. Ancak tarafların eşit kusurlu olması ya da nafaka borçlusunun hiç kusurunun olmaması durumunda bile hâkim yoksulluk nafakasına hükmedebilir. Yoksulluk nafakasına hâkim re’sen karar veremez. Nafaka alacaklısının mutlaka talep etmesi gerekir. Nihai karar verilene kadar talep edilebilir.

Yoksulluk nafakasına süresiz olarak hükmedilir. Ancak, Nafaka alacaklısının evlenmesi, Taraflardan birinin ölümü durumunda kendiliğinden; yoksulluğun ortadan kalkması, nafaka alacaklısının evlenme olmadan fiilen evliymiş gibi başka birisi ile birlikte yaşama ve haysiyetsiz hayat sürme durumunda talep üzerine, mahkeme kararı ile kaldırılabilir. (TMK m.176/2)

Yoksulluk nafakası boşanma davasında talep edilebildiği gibi evliliğin boşanma ile sona erdiren mahkeme kararının kesinleşmesinden sonraki bir yıl içinde de açılabilir. (TMK m.178) Bağımsız bir dava şeklinde açılan bu dava nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesinde açılır.

Medeni Kanunun m. 176/3 göre hâkim, tarafların istekleri halinde irat şeklinde ödenmesine karar verilen nafakanın ileriki yıllarda ne miktar arttırılacağını da kararında belirtebilir. Hâkim, yoksulluk nafakasının, her yıl TEFE/TÜFE, Döviz Artış Kuru, Altın Fiyatları endeksine göre arttırılacağını kararında belirtmek sureti ile sonraki yıllarda ödenecek nafaka miktarını da belirlemiş olur. Yargıtay içtihatlarında uyarlama davalarında hükmedilecek yeni nafaka miktarının tarafların gelir ve giderlerinde olağanüstü bir değişiklik olmamış olması durumunda TUİK tarafından tespit edilen ÜFE artış oranını geçmemesi gerektiği belirtilmiştir. Yoksulluk nafakası alabilmek için evliliğin bir gün ya da bir saat bile sürmüş olması yeterlidir.

Boşanma davasında lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilen eş için yoksulluk nafakasına da hükmedilebilir. Yargıtay her iki kurumun hukuki nitelemesinin farklı olduğunu, hükmedilen tazminat miktarına bakılmaksızın şartları varsa yoksulluk nafakasına da hükmedilmesi gerektiğini kabul etmektedir. Son olarak belirtelim ki nafaka şahsa bağlı bir haktır. Önceden vazgeçilmesi ya da feragat edilmesi kesin hüküm oluşturmaz. Ayrı bir dava ile talep edilebilir.

SONUÇ

            Nafaka türlerini ve yoksulluk nafakasının hangi şartlarda ödenebileceğini ele aldığımız çalışma neticesinde yüksek yargı kararlarının neredeyse tamamında eşin çalışmasının ya da çalışmamasının nafaka alması açısından belirleyici bir hükmü olmadığı hususu ağır basmaktadır. Nafaka alma kapsamında asıl belirleyici olan konu, nafaka alacak yanın gelirinin, eşlerin birlikte yaşarken sürdükleri hayat seviyesini koruyabilecek düzeyde olup olmadığıdır. Eşlerin boşanma davası esnasında da evlilik birliği içerisinde sürdürdükleri hayat standartlarını koruyabilmeleri için nafaka talep eden eş çalışıyor olsa bile yoksulluk nafakasına hükmedilebilecektir, ancak bu hususun mahkeme nezdinde ispatı sağlam argümanlarla desteklenmeli ve hâkimin takdiri bu yöne çekilmelidir.

Stj. Av. Yunus Emre KISAK

KAYNAKÇA,


Sonat, K. A. “Ana Babanın Eğı̇tı̇mı̇ Devam Eden Ergı̇n Çocuğa Karşı Nafaka Yükümlülüğü”. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi 19 (2013 ): 235-292

Uyumaz, A. (2023). Legal alimony liabilities against to poverty, implementation problems and the solution proposals under Turkish law . Topkapı Sosyal Bilimler Dergisi , 2 (1) , 51-66 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/tjssd/issue/75780/1179249
Türk-iş Haber Bülteni-Mart 2023 sayısı ( https://www.turkis.org.tr/mart-2023-aclik-ve-yoksulluk-siniri/#:~:text=G%C4%B1da%20harcamas%C4%B1%20ile%20giyim%2C%20konut,%2C98%20TL’ye%20y%C3%BCkseldi. Erişim Tarihi:05/04/2023)


[1] Türk-iş Haber Bülteni-Mart 2023 sayısı ( https://www.turkis.org.tr/mart-2023-aclik-ve-yoksulluk-siniri/#:~:text=G%C4%B1da%20harcamas%C4%B1%20ile%20giyim%2C%20konut,%2C98%20TL’ye%20y%C3%BCkseldi. Erişim Tarihi:05/04/2023)